10 Mart 2016 Perşembe

Divan Şiirleri - Terkibibent

Terkibibent, edebiyatımızda çok kullanılmış ve bu nazım şekliyle hemen her konu işlenmiştir. Toplumun bozuk yönleri, dalkavukluklar, idarecilerin kötü davranışları, felsefi görüşler, toplumdan şikâyet, Allah’ın varlığı ve kudreti, kâinatın sonsuzluğu, insanın bu kudret ve sonsuzluk karşısındaki durumu ve hayattaki zıtlıklar gibi konular işlenir.

Terkibibentin özellikleri şunlardır:
  • 8-20 dizelik bentlerden oluşan nazım şeklidir.
  • Genellikle 5-7 bentten oluşur.
  • Bentlere “hane”, bentleri bağlayan beyitlere ise “vasıta” denir.
  • Şair, son bentte mahlasını söyler.
  • Kafiye düzeni aa xa xa xa xa xa bb (v) – cc xc xc xc xc xc dd (v) ya da; aa aa aa aa aa aa bb – cc cc cc cc cc cc dd… şeklindedir.
  • Vasıta beyti, bentteki dizelerden ve diğer vasıta beyitlerinden ayrı kafiyelenir.
  • Münacaat, naat gibi dinî; felsefi ve tasavvufi düşünce gibi öğretici konular; övgü, yergiler işlenir.
  • Edebiyatımızda terkibibent deyince akla ilk gelen isim Bağdatlı Ruhi dir. Onun terkibibenti gazel kafiyeli 16’şar mısralık 17 bentten oluşmuş uzun bir şiirdir. Dönemindeki aksaklık ve bozuklukları, insanların zayıf ve kötü taraflarını alaylı bir dille hicveden bu terkibibent çok tanınmış ve pek çok şair tarafından nazire yazılmıştır.

     Terkibibent Örneği

    Bağdatlı Ruhi                
    Ser-halka-i rindân-ı melâmet-keş-i aşkız                                      
    Hâlâ ki biz üftâde-i hûbân-ı Dımışkız
    Ma'lûm olur ahvâlimiz erbâb-ı vefaya
    Bu matla'-ı garrâyı okı ebsem ol andan
    Derlerse buluşdun mı o bî-berg ü nevaya
    Ruhîyi eger bir sorar ister bulunursa
    Âdâb ile var hizmet-i yârân-ı safâya
    Bağdad'a yolun düşse ger ey bâd-ı seher-hîz
    Alındı gönül bir sanem-i mâh-likâya
    Olduk nereye vardık ise aşka giriftar
    Uyduk dil-i dîvâneye dil uydı hevâya
    Devreylemedik yer komadık bir nice yıldır
    Kim renc-i sefer bâ'is ola izz ü âlâya
    Koyduk vatanı gurbete bu f ikr ile çıkduk
    Gam çekmeyiz uğrarsak eğer derd ü belâya
    (17. Bend)Verdik dil ü cân ile rızâ hükmi kazaya
    Ser-halka-i cem'iyyet-i peymâne-keşânız….
    Biz mest-i mey-i meygede-i âlem-i canız
    Meyhanedeyiz gerçi velî aşk ile mestiz
    Hem-kâse-i erbâb-ı diliz arbedemiz yok
    Âlâlara âlâlanınz pest ile pestiz
    Bu âlem-i fânide ne mir ü ne gedâyız
    Düşmez yere zîrâ okumuz sâhib-i şastız
    Erbâb-ı garaz bizden ırağ olduğı yeğdür
    Hâtır-şiken-i zâhid-i peymâne-şikestiz
    Mâ'il degülüz kimsenün azarına amma
    Pây-ı hum-ı meydür yerimiz bâde-perestiz
    Sadrın gözedüp neyleyelüm bezm-i cihanım
    Biz mâ'il-i bûs-ı câm u kef-i destiz
    Ter-dâmen olanlar bizi âlûde sanır lîk
    Biz ehl-i harâbatdanız mest-i elestiz
    Sanman bizi kim şîre-i engin- ile mestiz
    (1. Bend)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder